FRANSA - PARİS






Paris; Fransa'nın başkenti ve Seine Nehri'nin üzerinde kurulmuş, şahane tarih kokan sanat dolu bir şehir. Paris' te görmeden dönmeyin denilebilecek bir çok yer bulunuyor. Ben Nisan' da yolculuk yaptım. Pegasus Havayolları ile gittim. Paris İstanbul'dan yaklaşık 3,5 saat sürüyor. Paris gezisini Ağustos' ta yapmanızı öneririm, eğer soğuk sevmiyorsanız. Ayrıca Paris' te mutlaka 3 günden fazla kalın. En az 5 gün kalmanızı öneririm. Yoksa sadece P sini görebilirsiniz.
Paris' te 3 havaalanı var; Charles de Gaulle, Orly, Beauvais..Charles de Gaulle Fransa'nın en büyük havaalanı ( CDG ) havaalanına ''Rossy'' de deniyor şaşırmayın.
İstanbul' dan yapılan Paris uçuşları, Türk Hava Yolları, Air France ve Pegasus Havayolu tarafından düzenli olarak yapılıyor.  Pegasus; Sabiha Gökçen Havaalanından Orly Havaalanı’na uçuş düzenliyor. Ben Pegasus ile yolculuk yaptım.  Aslında Pegasus ve diğer uçak bileti sitelerini tararken Pegasus' tan Lyon St.Ettienne' e bilet almıştım 82 TL gidiş-dönüştü. Saint-Etienne ( St. Exupery Airport )seçmemin sebebi güney Fransa'da Annecy  gölünün kıyısındaki Annecy' e gitmekti. Fakat sonra durumlar değişti yönümü Paris' e çevirdim. İyi ki de öyle yapmışım uzun ve şahane bir yolculuk yaptım.
Paris Visite Card toplu taşıma indirim kartı ile havaalanlarına, Disneyland’ a ve şehir içindeki her yere sınırsız gidebilirsiniz. İlk iş Visite Card almanız olsun. CDG de diğer adıyla Rossy Havaalanında 3 terminal var ve üç terminalde birbirine bağlı. Havaalanından şehir merkezine RER trenlerini, Roissy Bus' u, Air France otobüslerini veya da taksiyi kullanabilirsiniz. RER trenleri çok sık aralıklarla Gare du Nord tren istasyonuna yani şehir merkezine gidiyor eğer tren ile merkeze gitmek istiyorsanız Terminal 3 ten geçeceksiniz, ve sanıyorum 10 Euro civarında, Roissy Bus 9 Euro daha uzun yol, ben iki kişi olduğum için taksiyi tercih ettim. 30 km otele uzaklık için 30 Euro verdim. Kadındı sürücümüz ki, Paris'te kadın sürücüye çok rastlarsınız. Air France otobüsleri ile aynı fiyata gelmiş oldum. Hem de otele kadar. Ben Charles De Gaulle' i kullandığım için ulaşım olarak şimdilik bu kadar yardımcı olacağım. Daha sonra ayrıntılı olarak yazarım.

Paris' te RER yani banliyöde 257 istasyon var metrodan daha derinde olduğu için biraz zahmetli en derine inmek fakat Orly, CDG, Chatelet Les Halles, Versailles Sarayı için kullanmanızı önerebilirim. Eğer sık toplu taşıma kullanacaksanız MOBİLİS, eğer haftalık kart alacaksanız NAVİGO DECOUVERTE kartlarını almanız daha iyi olacaktır. tek dezavantajı pazartesi-pazar arası geçerli, yaklaşık 20 Euro, PARİS PASS CARD kullandığınız da ise toplu taşıma ve ünlü müze ve saraylara beklemeden ve ücretsiz girebiliyorsunuz. 4 günlük card 150 Euro civarında..içinde şehir turu ve tekne turu da bulunuyor.

Paris 20 bölgeden oluşuyor. Louvre ve Marais bölgesi 1-2.bölge, Notre Dome Katedrali, Opera binası, Modern Sanatlar Müzesi 3-4. bölge, Lüksemburg Bahçeleri 5-6. bölge, Eyfel Kulesi 7.bölge, Champs Elyses ve Zafer Takı 8. bölgede yer alıyor. Montrmarte ve Sacre Cour ise 18.bölgeyi temsil ediyor. 



Paris metrosu 1900 yıllarında yapılmış her köşe başında istasyon var ve yeraltında 16 kattan oluşan bir ağ. Metro bileti ile otobüs, tramvay ve metroyu kullanabilirsiniz. Toplu taşımayı RATP diye bir şirket yönetiyor. Metro ilk başta karmaşık gelebilir ama sonra alışıyorsunuz. Aslında Paris' e turistik amaçla gittiğinizde önemli yerler için size birkaç ipucu; eğer Concorde Meydanı, Louvre Müzesi, Zafer Takı, Champs Elysees ilk gidilecek yerler olduğu için 1 numaralı sarı hattı kullanmalısınız. Tabi Eiffell Kulesi için de 6 numaralı pembe hattı kullanın, Champ de Mars Tour Eiffel durağında inin. Çok rahat gidebilirsiniz.
Evet Paris' en ünlüleri ; Eiffel Kulesi, Notre Dame Katedrali, Champs-Élysées Caddesi, Concorde Meydanı, Montmartre Tepesi, Orsay Müzesi, Louvre Müzesi, Disneyland, Sacre Coeur Bazilikası, Paris gezisinin olmazsa olmazları arasında yer alıyorlar. Ama dediğim gibi Paris için 3 günlük tur az eğer daha önceden Eiffel Kulesi ve Louvre biletinizi almamışsanız hele hiç olmaz. Paris’te gezmek için en uygun yol metroyu kullanmak ama şehir içi otobüslerini de tercih edebilirsiniz. Metro herkesin bahsettiği gibi mükemmel. Gişelerden pek yardım alamadım ben ama, 2 gün sonra gişe önündekilere yardım ettim. Yani çabuk öğreniyorsunuz.
Louvre Müzesi Paris gezisi boyunca mutlaka ziyaret edilmesi gereken noktalardan biri..Benim gibi resim ve heykel merakı olan biri için bence ilk sırada.
Louvre hakkında bilmek istedikleriniz, görmek istedikleriniz için;
Ben de yazmak için sabırsızlanıyorum. Paris’te bulunduğunuz süre boyunca daha kaliteli, eğlenceli verimli zaman geçirmenizde yardımcı olmaya çalışacağım.
İlk gün ben CITYRAMA ile şehir turu yaptım . Her seyahatimde bu şekilde bir şehir turu yapıyorum. Kesinlikle tavsiye ederim. Yer belirleme de kolaylık sağlıyor. Eğer gününüz az ise mutlaka tekne ve şehir turları iyi oluyor. Tekne turları da çok daha keyifli çünkü resim çekmek daha kolay. Tur otobüslerinde ''ay oraya mı baksam ahh şunu da çeksem'' derken kaçırabilirsiniz. İlk günden abandone olabilirsiniz. 
Bu arada Paris gezinizde metroyu kullanmanızı önermemin sebebi RER' ile ulaşım pahalıya mal olabilir. Ben her yere metro kullandım. Otelim Astrid metroya yakındı ve kullandığım  istasyonlar Gare du Nord, Charles de Gaulle Étoile, Invalides, Champs de Mars Tour Eiffel, St Michel Notre Dame , Chatelet Les Halles, Auber oldu. Carnet almanızı öneririm. On bileti toptan alıyorsunuz. Carnet için yaklaşık 14 Euro ödemeniz gerekiyor. 
Aldığınız bileti çıkışa kadar saklamanızı öneriyorum, kontrol olabiliyor. 












Montmarte Tepesi ''Ressamlar Tepesi'' olarak bilinir. Bence Paris' e gelince atlamayacağınız bir yer olmalı, Paris' e tepeden bakacağınız etkileyici tepenin üzerinde bir o kadar güzel bazilika var Sacre Coeur Bazilikası, Paris' in kuzeyindeki 130 metre yüksekliğindeki Montmarte tepesi üzerindeki Katolik kilisesi. Prusya ile Fransa savaşı sıralarında 58 bin asker öldürülmüş bu savaşta maalesef. 1914 yılında bitirilmiş olan kilise Paris'in Eyfel kulesinden sonraki en çok ziyaret edilen ve ikinci yüksek binası. Sacre Coeur de Montmartre gündoğumu ya da akşam gün batımında gitmenizi tavsiye ediyorum. Özellikle kubbesine çıkarak manzarayı seyretmenizi öneriyorum. 

Sacre Coeur de Montmartre girişindeki atlar Jeanne D'arc ve Aziz Louise anısına yaptırılmış. Jeanne D' arc yüzyıl savaşları boyunca İngiltere'ye karşı Fransa' ya destek vermiş, erkek kıyafetleri giyerek kralın izniyle savaşa katılmış, İngilizler tarafından 30 yaşında iken yakalnıp diri diri Vieux Marche Meydanında yakılmış olan Katolik Azizesi.
Sacre Coeur Bazilikası' nda 19 tonluk dünyanın en ağır çanı, tavanlarındaki İsa mozaiği, 300 basamakla çıkılabilen gözlem kubbesi, Alexandre Legentil' in kalbini saklı şapeli ile çok ünlü.



Paris' te 37 tane köprü var tekne turu yaparsanız köprülerin çoğunu rahatlıkla göreceksiniz. En ünlü olanları aşıkların astığı kilitler sebebiyle Aşıklar Köprüsü olarak adı bilinen Pont des Amourex Louvre Müzesi ile Institut de France arasında olan Napolyon Bonapart' ın yaptırmış olduğu ilk metal köprü. Zamanla tadilat görmüş olan köprünün üzeri günün her saatinde kalabalık.


Pont Alexandre III Köprüsü; bence Paris' in en güzel köprüsü üzerinde heykelleri altın yaldızlı varaklı Art Nouveau tarzı mimarisiyle göz kamaştırıyor. Köprünün üzerindeki 1900 lü yıllarda yapılmış olan melekler, heykeller, atlar ve ihtişamlı lambalarıyla Eyfel Kulesine giderken görebileceğiniz nadide mimari yapıtlardan. Mutlaka üzerinden birkaç kez geçin günün farklı saatlerinde. Manzara harikulade, Eiffel tam karşınızda gün batımını önünüze alarak manzaranın keyfini çıkarın. Paris'in Eiffel'i Pont Alexandre III köprüsünden seyredilir. Aklınızda olsun..
Pont Mirabeau Köprüsü benim sevdiğim bir başka köprü, yani Mirabo Köprüsü '' Bir Seine akar Mirabeau Köprüsü altından bir de aşklarımız..Apollinaire şiirinde..
Bardağımda şarap, bir alev gibi titriyor.
Bakın kayıkçı ağırdan bir şarkı tutturmuş.
Ay ışığında yedi kız görmüş, öyle diyor;
Yeşil saçları ta topuklarını bulurmuş.
Kalkın, türküler söyleyin, oynayın yan yana;
Kayıkçının şarkısını duymayayım gayrı;
Bütün sarışın kızları getirin yanıma;
Saçları örülmüş durgun bakışlı kızları.
Ren sarhoştur, sularına asmalar vuran Ren;
Üzerinde gecelerin altını serili.
Yazı büyüleyen yeşil saçlı perilerden
Bahseder ölü bir ses, son nefesinde gibi.
Bir kahkaha gibi kırılır kadehim birden.


Paris'i ilk başta sevmeyebilirsiniz yada benim gibi ilk gün aşık olabilirsiniz. 
Bence imkanınız, zamanınız ve sağlığınız yerinde ise gittiğiniz yerlere en az iki kez gidin derim. İçinize çekerek, koklayarak sevin derim ben..

Paris' te miss kokulu aroması damağınızda kalacak şahane kahve içmek isterseniz önereceğim bir kahve dükkanı var La Cafeotheque ye mutlaka uğrayın..
Eğer City Rama ile şehir turu yaptıysanız City Rama sizi tekne turunun başladığı noktaya kadar götürüyor ve tekne ile gezinti de ödediğiniz ücretin içinde oluyor. Seine Nehri üzerinde 20 dakikada bir tekne kalkıyor. Eyfel Kulesi ve Notre Dame arasında bir tur atıyorsunuz. Bateaux Mouches'un kalkış noktasına Pont de l'Alma' ya çok yakın.Tekne ile gezmek bence çok güzel. Yavaş yavaş göre göre oturduğunuz yerden tüm Seine Nehri'ni sağlı sollu görüyorsunuz. 


Paris ile birlikte Şanzelize ( Champs-Elysees ) adını duymuş olabilirsiniz. Paris' in ve dünyanın en ünlü caddelerinden Şanzelize; 70 metre genişliğinde yaklaşık iki kilometre uzunluğunda sinema, tiyatro, kafe ve lüks dükkanlarla çevrili. Şanzelize' de alışveriş için büyük merkezler dışında ünlü markaların mağazalarını görebilirsiniz. Şanzeli' ye gelmişken kafelerinde oturup makaron ve kahvenin tadını çıkarmanızı, Leon de Bruxelles in midyelerinin, Cafe de Flour' da çikolatalı, reçelli kruvasanları tatmanızı öneriyorum.


Paris' te çok otel tavsiyesinde bulunabilirim birkaçını yazdım. Daha sonra oteller ilgili bir yazım olacak orada alternatif bulabilirsiniz.
Ben HOTEL ASTRİD ' de kaldım.  
Zafer Takı' na, ( Arc de Triomphe ) Şanzelize' ye ( Champs Elysees ) yani her yere yakındı. Temiz, küçük, sakin ve fiyat olarak uygundu.
HOTEL ASTRİD' in önü. Çok yakın değil mi ? :) 

Galeries LaFayette en üst katta pasta yemenizi öneririm. Mükemmel. La Fayette denildiği zaman gerçekten içim biraz acıyor. Prenses Diana ve sevgilisi Dodi Al Fayed aklıma geliyor. Galeries LaFayette tabiki çok şık bir alışveriş merkezi, tavan işlemeleri, sütunları ile göz kamaştırıyor. Cam kubbeli ana salonuna girdiğinizde sarayda hissedebilirsiniz kendinizi. 


Galeries Lafayette' de de tabiki çok ünlü markaları bulabilirsiniz. Ama ben size daha çok gıda bölümünü öneriyorum. Pasta malzemeleri, baharatlar, soğuk mezeler, şarap ve peynirler kendinizi kaybedebilirsiniz. 
Adres: 40 Blvd Haussmann, 75009.                                                
MR: Chaussee d’Antin-La Fayette, Opera, Havre-Caumartin.
http://www.galerieslafayette.com                           

Veee benim en çok sevdiklerimden makaron cenneti Laduree....İnanılmaz güzellikte rengarenk makaronlar, mutlaka Paris' e geldiğiniz de deneyin. 
Paris' te Eiffeli, Notre Dome Katedralini, kendi portrenizi sokak ressamlarına çizdirebileceğiniz Montmartre Ressamlar Tepesini, Sacre Coeur Kilisesini, Paris’in dünyaca ünlü  kabaresi Lido Show veya Moulin Rouge gösterilerini, tabiki Louvre Müzesini görmeden geçmeyeceğiniz en önemli yerler.

Pariste görmenizi önerdiğim yerler ;  

Otellerden bir kaçı;   

Paris'te şahane yemek ve makaron yiyebileceğiniz bir iki yer..


Bulgaristan sınırlarını Fotoğrafçı Lorenzo Vincenzo' nun ''Hudutlar, Barışın sınırları '' adlı fotoğraf projesiyle bitirmek istiyorum..








                Sağlıklı, mutlu, sorunsuz yolculuklar dilerim. Sevgiyle..

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HOLLANDA'DA TÜRK RESTORANLARI

YUNANİSTAN - RODOS ADASI

COMO GÖLÜ ve KÖYLERİ