BOLONYA - İTALYA



İtalya dendiğinde aklıma gelen tek şarkı ile başlıyorum.

İtalya; 16 bölgeden oluşuyor. Kuzey doğuda; Emilia Romagna, Friuli Venezia Giulia, Trentino-Alto Adige, Veneto. Kuzey batıda; Aosta Valley, Liguria, Lombardy, Piedmont. Güneyde: Abruzzo, Apulia, Basilicata, Calabria, Campania, Molise ve Adalar: Sardinia, Sicily. Ben İtalya seyahatime Kuzeydoğudan başladım ve sırasıyla tüm bölgeleri dolaşmayı planlıyorum.

Bolonya; İtalya' nın kuzeyinde Emilia Romagna bölgesinin başkenti ve kırmızı kiremit rengi binalarıyla ''Kızıl Şehir'', Bolonez sosunun anavatanı, kuleleriyle anılıyor. Bütün bloglar aynı şeyleri yazıyor, hiç okumayan biri bile gezerken, sokaklardaki kızıl renk ahengini görecek, bol bol Bolonez soslu spagetti yiyecek ve yaklaşık 20 kulenin ihtişamıyla karşılaşacak. Ama bence Bolonya' da görülmesi gereken birçok yer, yenecek harika dondurmalar, nefes alınacak şahane parklar var. Dünyanın en eski mezarlık anıtı bile.

Tabii ki Bolonya' da; Avrupa kültür başkentlerinden. 1300-1400 yıllarında yapılmış binaların estetiği, duruşu, zenginliği ile gezmeye doyamayacağınız bir şehir. İhtişamlı sanat eseri binalar, ön cephesi açık, üstü örtülü, sütunlarla taşınan revaklarla süslü. Güneşten, yağmurdan ve hava koşullarından korunma amaçlı yapılmış olan revaklara da hayran kalacağınıza eminim. Bologna mimari açıdan fotoğraf çekmek isteyenlerin memnun kalacağı bir şehir.




İtalya için Bologna' yı tercih etmemin sebebi; mimari açıdan gerçekten çok ilgimi çeken bir şehir, gitmeyi planladığım şehirlerin merkezinde bir bölgede ve otel-uçak fiyatlarının diğer şehirlere oranla daha makul olmasıydı. Doğru tercih yapmışım. Gezerken; ki tek başıma gittim ''iyi ki geldim, gördüm ve göreceğim'' dedim. Bolonya harika bir şehir, yaşamından, geniş caddelerinden, fazla kalabalık olmamasından, güveninden oldukça memnun kaldım. Okuduğum bazı bloglarda çabuk geçmişler, günübirlik gelmişler, Milano ve diğer şehirlere geçmek için kullanmışlar bence çok yanılmışlar. 

Bolonya seyahati hiç düşünmediğim bir anda gelişti. Pegasus uçak biletim vardı bende Ağustos ayı içerisinde değerlendirmek istedim. 2-3 günde karar verdim ve harekete geçtim. Pegasus havayollarının direkt uçuşu ile yaklaşık 2- 2.30 dakikada sorunsuz bir şekilde BLQ hava limanına iniş yaptık. Bologna, Roma döneminden beri birincil öneme sahip yol kavşağı, Avrupa ve İtalya'da hayati önem taşıyan bir ulaşım ağının merkezi.
Milano, Napoli, Ferrara, Padua, Venedik, Verona, Roma, Floransa, Rimini, Ravenna, Ancona, Bari gibi şehirlere otobüs, lokal ten ve hızlı trenle çok rahat ve güvenle gidebileceğiniz, terminallere sahip. Bologna Merkez İstasyonundan yüksek hızlı trenler sayesinde Roma' ya 2,5 saat içinde, Venedik bir buçuk, Floransa, Milano bir saat mesafede, yarım saat içinde Bari' ye ulaşabilirsiniz. Benim Bologna'dan Venedik, Milano, Cenova, Verona, Nemi' ye de gitme fırsatım oldu. Daha sonraki yazılarımda ayrıntıları paylaşacağım. Tren istasyonundan bilet alımı ile ilgili kısa anlatım:



Bologna’nın şehir içi ulaşımlarını ATC. otobüs şirketi sağlıyor. Biletinizi tren terminalindeki makinelerden tek bilet alırsanız 1.3 Euro, eğer otobüs içinden alırsanız 75 dakikası 1,50 Euro' ya alabiliyorsunuz.Bologna Welcome Card ile bedava ulaşım, müzelere giriş, internet, restoranlarda indirim sağlanıyor. Günübirlik geldi iseniz; günlük bilet 4 Euro ama hiç gerekli değil çünkü yürümek daha güzel. Tren terminalinin karşısında otobüs durakları var. Kalkış saatleri yazılı panodan istediğiniz saati seçip 32 numaralı otobüsle ring sefer yapıp Bolonya' yı şöyle bir görebilirsiniz. Yaklaşık yarım saat sürüyor.



Bolonya' da Bologna Guglielmo Marconi yani BLQ havalimanına indiğinizde büyük bir havalimanı beklemeyin..ama her şey tüm Avrupa' da olduğu gibi çok düzenli. Havaalanı servisi uçakla havalimanı binası arasında indi bindi yapıyor. O kadar küçük yani. Havalimanından çıkınca 6 Euro ödeyerek bigliettonuzu alıp havaalanı shuttle otobüslerini kullanarak tren terminaline gelebilirsiniz. Hava alanı tren garı arası 6 km yani yaklaşık otobüsle 20 dakikalık bir mesafede. Taksi ile yaklaşık olarak 20 Euro. Tren ile de istediğiniz yere bölgeye gidebilirsiniz. Ben otobüsü tercih ettim. Havalimanında bilet makinaları çok rahat.
Her seyahat öncesi gideceğim yere göre blogları okuyorum tabi Bolonya için de böyle oldu. Fakat Bolonya da kaldığım Hotel Cosmopolitan Bologna şehir merkezine otobüs ile 15 dakikalık mesafedeydi. Tren terminalinin karşısından 1.30 Euro ile otobüs kullanarak otelime ulaşım sağladım. Çok rahat, sakin, tabi ki güvenli bir yolculuk yapıyorsunuz. Otobüslerde kesinlikle şoför cep telefonu kullanmıyor. Sigara içmiyor. Hız asla yapmıyor. Tam da benim ülkemde olduğu gibi.! 


Tren garından karşıya geçip sol yöne doğru ilerlediğinizde karşınıza Amsterdam parklarını aratmayan büyüklükte şahane bir park çıkacak. Scala della Montagnola gündüz yorgunluğunu atabileceğiniz şahane çınar ağaçları arasında yürüyüş yapabileceğiniz çok güzel bir alan. Bu arada Bolonya' nın parkları da ünlü. Parco della Chiusa' ya da gitme şansım oldu. Tavsiye ederim.

https://www.youtube.com/watch?v=TblBwu6BPSU




Tren garından çıktınız Scala della Montagnola parkından geçtiniz. Bolonya' nın en ünlü meydanı ve merkezi olan Piazza Maggiore' den başlamak iyi başlangıç olur diye düşünüyorum. Öncelikle  Piazza Maggioreyi bulmamak imkansız, her cadde oraya çıkıyor, ben haritasız ve programsız dolaştım, zaten her sokak bir başka güzel..ortaçağ kenti olan Bolonya; dünyanın en büyüklerinden ve şehrin en geniş San Petronio Bazilikası, Belediye binası(Palazzo d' accursio), Neptün Çeşmesi(Fontana di Nettuno), Bolonya Üniversitesi, Palazza Re Enzo Sarayı, Torre Asinelli ve Torre Garisenda asimetrik kuleleri, Teatro Comunale di Bologna tiyatrosu, Ulusal Müzesi (Pinacoteca Nazionale), Metropolitana di San Pietro Katedrali, Belediye binası (Palazza d' Accursio) ile de çok ünlü.





Piazza Maggiore Bolonya' nın merkezi ve kalbi. Avlu şeklindeki alana geldiğinizde çevreleyen binalardan; içindeki resimler yüzünden yapılan bazı protesto gösterileri sebebiyle dünyanın en ünlü ve en büyük kiliselerinden olan San Petronio Bazilikası tüm heybeti ile karşınıza çıkıyor. San Petronio Bazilikası Gotik tarzda Antonio di Vincenzo tarafından inşaatın ilk taşı, 7 Haziran 1390 da atılmış, tonoz içinde 45 metre ve cephe 51 metreye ulaşır iken, 132 metre uzunluğunda ve 66 metre genişliğinde dünyada, on beşinci büyük kiliseymiş. 258.000 m³ hacmi ile, tuğla inşaatı ile yapılmış olan kiliselerin en büyüğü. Bazilikanın inşaatı bir kaç yüzyıl sürmüş. İçeri girerken bilginiz olsun resim çekmek istiyorsanız 2 Euro ödeme bir de kıyafetinizin açık olmaması zorunluluğu  var.
Piazza Maggiore Meydanı canlı görmek isterseniz videosu; https://www.youtube.com/watch?v=2yMIzXFVXCs









San Petronio Bazilikası'nın kubbesinde bulunan Mahomato nell'inferno medievale
(Ortaçağ cehenneminde Muhammed) adlı fresk yapılan saldırılar yüzünden gayet de ünlü
Hz. Muhammed, sağ üst köşede zebani tarafından yenen kişi olarak anlatılmış, dikkat ederseniz Mahomato yazıyor alt kısmında. Bazilikanın önünde saldırılara karşı genellikle polis bulunuyormuş. Aslında şehirde birçok polise rastlarsınız, sadece bazilikanın önünde değil.


Bolonya'nın bir başka ünlü yapıları Asinelli ve Garisenda Kuleleri şehrin en önemli simgelerinden birisi bu eğri kuleler. Asinelli uzun olanı. Kişi başı 3 euro 97 metre yüksekliğindeki kuleye 500 merdivenle çıkabiliyorsunuz. Ahşap merdivenler çok dik ve dar yukarıdan inenleri beklemeniz gerekiyor. Eğer Bolonya manzarası görmek istiyorsanız çıkın ama çok da şart değil. Kuleler; https://www.youtube.com/watch?v=m2jXMlUXDqg





Asinelli ve Garisenda Kulelerinden Asinelli' ye 500 basamakla yukarı çıktığınızda göreceğiniz manzara..









Arena del Sole Bologna' nın tarihi tiyatro binası. Fransız işgalinde (1796-1816) zamanında
yapılmış olan tiyatro binası yaklaşık 900 kişilik kapasiteye sahip.















Bolonya' da kaybolmanız imkansız. Sokaklar tertemiz kaldırım taşlarıyla kaplı ve oldukça geniş. Bolonya kalabalık bir şehir değil Venedik gibi insanlar üzerinize gelmiyor. Özgürce rahat rahat yürüyüş yapabilir, bisiklet kiralayabilir ve tarihi dokunun tadını çıkarabilirsiniz. Sokak aralarında minik restoranlarda veya kafelerde oturup 1-3 euro arası cappucino içebilirsiniz. Ana caddeler hafta sonları trafiğe kapalı. Kocaman caddeler de rahat rahat dolaşıp alışveriş yapabileceğiniz minik dükkanlarda vakit geçirebilirsiniz. Kaybolmanız için Piazza Maggiore Meydanı' ndan geçmeniz gerek. 


Palazzo Isolani' yi mutlaka görmelisiniz. Sonsuzluk gibi.







Certosa di Bologna;

Certosa di Bologna; Avrupa' nın en eski mezarlıklarından biri, dünya çapında öneme sahip bir anıt, heykel ve XIX mimarisi ve XX yüzyıl için benzersiz bir yer. Certosa di Bologna kasaba mezarlığında Etrüsk mezar 1869 ve 1871 arasında bulunmuş ve kentin tarihi Bolognese arkeolog Antonio Zannoni yönettiği arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkarılmış. Certosa di Bologna'nın duvarlarında on yedinci yüzyıl Bolognese ressamlar tarafından yapılan İsa'nın hayatını betimleyen resimlerin büyük bir döngüsü duruyor, mermer ve bronz On dokuzuncu yüzyılın beri ayakta duran Bolognese sanatçıların resim ve heykellerle zengin bir anıt kesinlikle görmenizi öneriyorum.








Ben modern binalar, şehirler çok sevmediğim için Bolonya bana harika geldi. Bir hafta kalıp gitmek istediğim yerlere trenle Bolonya'dan geçtim. Venedik, Verona, Nemi ve Milano' ya gittim. Diğer günler de Bolonya da yaşadım.
Keyfini çıkararak, istediğim yerde durup dinlenip, güzel yemeklerin, pasta ve dondurmaların tadını çıkararak, bol bol resim çekerek geçirdim. Yaşadım yani..







Bolonya' da ben Hotel Cosmopolitan' da kaldım. Fiyatları uygun. Şehir merkezine 15 dakika uzaklıkta. Yakınından 35 numaralı otobüs  şehir merkezine gidiyor. Otelin merkeze servisi var. Yemekleri, Kahvaltısı gayet güzel. Odalar geniş ve temiz. Personel güler yüzlü. Daha ne olsun.
Öğle ve akşamüstleri atıştırmak ve içki için Bidibo Cafe Bistro' ya uğradım.
Keyif yapmak, şahane pastalar ve kahve için Zanarini hep tercih ettiğim yer oldu.
Otelime yakın Pasticceria inanılmaz güzel çikolatalı dondurmaları için vazgeçemediğim pastane.
Hollanda' da gördüğüm  Waanders in de Broeren kitap mağazasından sonra gördüğüm kitap, yemek ve şarküteri dükkanı müdavimi oldum. ''Eataly'' Bayıldım. Yemek yiyebilir, gurme olmanız için inanılmaz soslar, makarnalar, marmelatlar, reçeller, çikolatalar..aman allahım..Tabiki dergi, kitap satın alabileceğiniz aydınlık bir mekan.







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AMSTERDAM' DA ''DE BIJENKORF'' VE ''P.C.HOOFSTRAAT''

BELÇİKA' DA TÜRK RESTORANLARI

HOLLANDA'DA TÜRK RESTORANLARI