İSTANBUL FENER - BALAT TURU



İstanbul Balat Turu, son yıllarda yapılan en popüler turlardan, tabi ki İstanbul' da yaşayan
biri olarak gezmenin, görmenin dayanılmaz mutluluğu içindeyim. Size de tavsiye ederim çeşitli günübirlik turlar var onlardan bir kaçını seçebilir veya size göstereceğim yol tarifi ve rota ile bağımsızlık gününüzün tadını çıkarabilirsiniz. Ben bağımsızlık günümü bir kaç bölüme ayırdım ve öncelikle Fatih İlçesi ile başlamak istiyorum. Fatih; kuzeyinde Eyüp ilçesi, kuzeydoğusunda Haliç, güneyde Marmara, batıda Zeytinburnu ve kuzeybatıda Bayrampaşa ilçelerine komşu olan Tarihi Yarımada. Fatih Sur içi dediğimiz bölgede yer alıyor. Fatih ilçesi 57 mahalleden oluşuyor ve İstanbul' un kurulduğu, büyüdüğü ve önemli yerlerinin olduğu bölge. İstanbul' da bütün önemli yapıları, konumu, tarihi ile ilk gezilmesi, görülmesi gereken yerlerinden.
Yüzölçümü 15,6 km2 olan tarihi yarım adanın tamamını kaplayan Fatih, adını 1453 yılında İstanbul’u fetheden Osmanlı hükümdarı Fatih Sultan Mehmet'ten almış ve İstanbul'un fethinden sonra Sultan II. Mehmed Han’ın emriyle İstanbul’un dördüncü tepesine inşa edilen Fatih Cami’nin etrafında gelişmeye, büyümeye devam etmiş. Eminönü semti de Fatih' e ait olunca da değmeyin keyfine. Eh daha ne olsun..
Ben bütün önemli yerlerini gezmiş biri olarak Fatih in kültürel, tarihi, coğrafi, turistik yapısıyla bulunmayan bir nimet olduğunu düşünüyorum. Fatih' te gezebileceğiniz, görebileceğiniz müzeler, medreseler, çeşmeler, çarşılar, sarnıçlar, kiliseler, köşkler hatta ne saraylar ne saraylar var. Aah güzel İstanbul güzel İstanbul herkesin bildiği ama bir türlü yerlerini kestiremediği şiirlere konu olan İstanbul’un yedi tepesi de, Fatih sınırları içinde.

1.Topkapı Sarayı, Ayasofya ve Sultanahmet Camiinin bulunduğu tepe.
2.Çemberlitaş ve Nuriosmaniye Camiinin bulunduğu tepe.
3.Bayezid Camii, Üniversite ve Süleymaniye'nin bulunduğu tepe.
4.Fatih Camiinin bulunduğu tepe.
5.Yavuz Selim Camiinin bulunduğu tepe.
6.Edirnekapı semtinde, Mihrimah Sultan Camiinin bulunduğu tepe.
7.Kocamustafapaşa semtinin bulunduğu tepe.
Ben gezime Kariye Müzesi' nden başladım. Metrobüs ile Edirnekapı' ya geldim ve yaklaşık 
on dakika sonra Kariye Müzesi'ndeydim. Sirkeci' den de çok rahat yaklaşık 15 dakika yürüme ile ulaşabilirsiniz. 
Aksaray Valide Sultan Camii, Anemas Zindanları ve Kuleleri, Aya İrini Kilisesi Ayasofya 
Ayıos Yeosyios - Hagios Georgios Patrikhane Aya Yorgi Kilisesi Beyazıt Camii, Bonus Aspar Sarnıcı, Bulgar (Stafi Stefanos) Kilisesi, Bulgur Palas, Burmalı Sütun, Çemberlitaş
Dar' ül Muallimat (Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi), Dikilitaş, Fatih Camii, Fener Rum Erkek Lisesi, Gülhane Parkı, Hırka-i Şerif Camii, Hora-Khora Manastırı, İstanbul Üniversitesi, Kapalıçarşı, Kariye Camii, Kıztaşı (Markinos) Sütunu, Küçük Ayasofya Camii, Laleli Camii, Melandisia (Mevlana) Kapı, Mısır Çarşısı, Mihrimah Sultan Camii, Nuru Osmaniye Camii, Örmeli Sütun, Pertevniyal Valide Sultan Sebili, Sultanahmet Camii, Sultanahmet Meydanı Süleymaniye Camii, Şehzade Camii, Tekfur Konstantinnos Porfirogennatos Sarayı, Topkapı Sarayı, Valens Kemeri, Yavuz Sultan Selim Camii, Yedikule Hisar ve Zindanları, Yeni Camii, Yerebatan Sarayı, Zeyrek (Pantokrator Kilisesi) Camii, Zeyrek (Pantokrator Fildami) Kapalı Sarnıcı tüm bu tarihi yarım adada bulunan en çok bilinen tarihi kültürden bir kaçı.İstanbul' da 3200 den fazla camii olduğu gibi, 19 sinagog, 405 tane de kilise mevcut, Balat gezisi düşünüyorsanız kiliselerin en güzellerini Balat ve Fener bölgesinde göreceğinizden emin olun. İstanbul'un en ilginç semtleri bence Fener, Balat, Edirnekapı, Ayvan saray. Her şeyi bulabileceğiniz, rengarenk, sıcacık, samimi, eski ile yeni, görkemli, ihtişamlı, yıkık, dökük,  kendine has yapısıyla çok ilginizi çekeceğine eminim. Dünyadaki Rum Ortodoks cemaatinin ana kilisesi Rum Ortodoks Patrikhanesi de bu bölge de olduğu için dini merkezde dolaşmak gerçekten ihtişamlı. Patrikhanenin orijinal bazilikası büyük yangında tamamen yanmış, 1720’de yeniden yapılmış. Dünyanın bir çok yerinde tapınak, kilise, patrikhane yani dini yapı gezdim, gördüm ama Osmanlı döneminde inşa edilmiş ibadet yerleri camilerden daha yüksek olmaması gerektiğinden Türkiye' nin gayrimüslimler için yapılmış olan ibadet yerleri bana hep minyatür gibi gelmiştir.
Kariye Müzesi tabii ki kilise olarak 6.yy da inşa edilmiş Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında İstanbul’u fethinden sonra da uzunca bir süre kilise olarak kullanılmaya devam etmiş olan Khora Manastırı Kilisesi, Sultan II. Beyazıd devrinde, Sadrazam Hadım Ali Paşa (Atik Ali Paşa) tarafından 1511 yılında camiye çevrilmiş ve yanına bir de medrese eklemiştir. Türk devrinde, kilise dışındaki manastır yapıları zamanla yıkılarak kaybolmuş. Kariye 1945 yılında müzeye dönüştürülmüş.
Kariye Kilisesini diğer kiliselerden ayıran bir özellik de Meryem’in hayatını anlatan sahnelerin kabul gören Dört İncil’de dahi anlatılmamış olmasına rağmen, Apokrif İncillerden faydalanılarak kronolojik bir sıra halinde anlatılmasıdır. Metokhites, Kariye’nin adına mistik bir anlam daha katıp, giriş kapısının üzerindeki "Chora 
(Latince’de ''rahim'' anlamında), sınırsız olanın mekanı, İsa’nın ana rahmine sığdığı, vücut bulduğu yer" olarak betimlenen Meryem mozaiğini yaptırarak, kiliseyi Meryem’e ithaf etmiş, bunu yazdığı bir şiirde de anlatmış.
Kariye müzesi her gün 9:00-19: saatleri açık giriş ücretli 35.-TL.
Topkapı Sarayı'nın dünyaca ünlü Kaşıkçı Elması Kariye Müzesi yakınlarındaki Tekfur Sarayının çöplüğünde bulunmuş. Görmek isterseniz şu anda arkeolojik kazıları devam etmekte.
Kariye Müzesi :
Dervişali Mahallesi, Kariye Cami Sk. No:8, 34087 Fatih/İstanbul.

















Gezime Bulgar Kilisesi ile devam ediyorum. Altın Boynuz Haliç kıyısında 1898 yılında yanan ahşap kilisenin üzerine demirden iskelet yapılmış ve bina bu demir iskeletin üzerine kurulmuş. Osmanlı hükümeti Stevi Stefan Kilisesi yani Bulgar Kilisesi yapımında bazı şartlar koymuş ve izin vermiş. Mimar Hovsep Aznavour bir yıllık bitiş tarihi için Avusturya' da dökme demir iskelet hazırlatmış, Tuna Nehri üzerinden İstanbul' a gemilerle getirtilmiş olan demir iskelet parçaları ahşap binanın üstüne prefabrik olarak yerleştirilmiştir. dünyanın tek demir kilisesi olarak tüm görkemi ile Haliç kıyısını süslemekte.
Binanın doğu yönünde bulunan apsis ahşaptan tabi ki altın varaklı ve ihtişamı ile gerçekten  çok güzel. Bina altıgenler, çapraz tonozlar, sütunlar, gül pencereler, süslemeler, U biçimli galerileri ile tipik Rönesans dönemi kiliselerinden. Haç şeklinde ve Üç kubbeli olan kilisenin çan kulesi 40 metre yükseklikte ve 6 adet döküm çan Rusya'dan getirtilmiş.

Cibali Tütün Fabrikası şimdiki durumu ile Kadir Has Üniversitesi binası 1877 Osmanlı-Rus Savaşı nedeniyle kardeşi ile birlikte kaçıp İstanbul’a gelen Kemah’ lı Mehmed Halis Efendi tarafından 1884 yılında kurulmuş ve Türkiye’nin ilk büyük sigara üretim yeri olmuştur. Ayrıca İstanbul’da fabrika düzeninde kadın işçi çalıştıran ilk yerlerden biri ve çocuk kreşi bulunan ilk fabrikadır. Cibali Tütün Fabrikası; İstanbul’da Haliç kıyısında anıtsal binası, konumu, boyutları ve mimarisi nedeni ile önemli tarihi binalardan. Osmanlı döneminden beri "Altın Boynuz" diye de anılan Haliç'e yalnızca birkaç metre uzaklıktadır. 1884 yılında kurulan Cibali Tütün Fabrikası, bölgeyi sosyal ve ekonomik anlamda değiştiren önemli bir kurum. 1900'lerin hemen sonrasında faaliyete başlayan kurumun büyük fabrika binası tütün işleme ve sigara üretimi için kullanılıyordu. 45 yıllık Fransız işletmeciliğinin ardından fabrikanın işletmesi cumhuriyetin kurulmasını takiben 1 Mart 1925'te devlete geçti. 1500'ü kadın ve 662'si erkek olmak üzere toplam 2162 kişi çalışıyormuş. Cibali Tütün Fabrikası; Balat turu yapmak istediğiniz de 1997 de Kadir Has' a satılan bina restore edildikten sonra Kadir Has Üniversitesi olarak kullanılmakta.



Üsküdar' dan gelirken Süleymaniye Cami ve Fener Rum Lisesi'ni görürdüm. Hep dikkatimi çekmiştir. İstanbul' un 4. tepesinde yer alan Fener'de Patrikhanenin arkasında yer alan Fener Rum Lisesi 1881'de Fener Rum Erkek Lisesi mezunlarından ünlü mimar Dimadis tarafından inşa edilen okul 560 yıldır eğitime aralıksız devam ediyor. Dış cephesinin kendine has özelliği olan kırmızı kiremitleri Marsilya'dan gelmiş. Bu kiremitler okulu süslüyor. İsmi bu yüzden de Kırmızı Kilise. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'un fethinden sonra 1454'te, Rum halkına vermiş olduğu hakların yanı sıra okulun "Fener Rum Mekteb-i Kebiri" adı altında eğitime devam etmesine izin vermiş, mimar Kostandin Dimadis tarafından 1881'de inşa edilmiş.
Fener semti Tevkii Cafer Mahallesi'ndeki binadan 1804 yılında Kuruçeşme'ye taşınan okul, 1850 yılında tekrar Fener semtine dönerek Patrikhane karşısındaki binada eğitime devam edilmesi de tüm hava koşullarına göre sağlam ayakta 560 yıldır durması da bir başka güzel özellik. Vakıf okulu olan Fener Rum Erkek Lisesi yatılı olarak hizmet vermiyor.


Kırmızı tuğlaları ve kubbeli olarak inşa edilmiş olan eser bana Bolonya seyahatimi hatırlattı. Gerçekten çok ilginç bir yapı keşke İstanbul' da bu tarz binalar ve çevresindeki binalar da tarzlarına uygun olarak kontrol edilebilse. Ahh keşke..
Fener Rum Erkek Lisesi :
Balat Mahallesi, Sancaktar Ykş. No:36, 34087 Fatih/İstanbul








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HOLLANDA'DA TÜRK RESTORANLARI

YUNANİSTAN - RODOS ADASI

COMO GÖLÜ ve KÖYLERİ